Felsefe İçin En Uygun Yer .
Yeni Bilgi Kutunuz.

Thomas Aquinas (1225-1274)

Thomas Aquinas (Aquinalı Thomas) Kimdir? (1225 - 1274)

Aquinalı Thomas: 1225-1274 yılları arasında yaşamış olan, ünlü Hristiyan filozoftur.

Düşünce tarihinin tanıdığı en büyük kafalardan biri; Platon ve Aristoteles klasik dünya ya da Yunan felsefesi için neyse, Orta Çağ Orta Çağ felsefesi için o olan veya senteziyle, felsefenin Orta Çağda ulaştığı en yüksek düzeyi ifade eden Aquinalı Thomas her şeyden önce kendisinden önceki Hıristiyan düşünürlerin yapmış olduğu gibi, tutarlı bir teoloji geliştirmek, Kilisenin veya Kilise Babalarının öğretisindeki kimi çelişik unsurları ortadan kaldırmak ve Hıristiyan inancını sistemleştirmek işiyle meşgul olmuştur. Fakat Aquinalı Thomas’ın gerçekleştirdikleri, o aynı zamanda bir büyük filozof olduğu için, bundan ibaret değildir. Onun içinde yaşadığı ve Hıristiyanlığın hakim olduğu dünya bir süreden beri öylesine değişmiş ve genişlemiştir ki, Hıristiyan teolojisinin salt öte dünyacı şeması tatmin edici olmaktan çıkıp, önemli ölçüde yetersiz hale gelmeye başlamıştır. Yeni sanat formları, üniversitelerin doğuşu, doğa bilimine dönük ilginin ilk kez olarak zuhuru, İslam dünyasından yapılan çevirilerin ardından klasik dünyaya yönelik bakışın gözden geçinilmesine duyulan ihtiyaç var olan teolojik şemayı zorlamaya başlayınca, Aquinalı Thomas Hıristiyan dünya görüşünü yeni ilgiler ve bu ilgilerin doğurduğu yepyeni bilgilerle zenginleştirme ve geliştirme ihtiyacı içinde olmuştur. Başka bir deyişle, o Orta Çağ insanı XIII. yüzyıldan itibaren Orta Çağ karanlığından yavaş yavaş çıkmaya başlayıp, kültür ve uy­garlığını yeniden inşa eder ve dünyevi şeylere ilgi duymaya başlarken, teolojiyle felsefenin, iman ile aklın, Hıristiyan dünya görüşüyle klasik dünya görüşünün, çağının ihtiyaçlarına uygun düşen yeni ve sağlam bir sentezini yapmıştır. Thomas’a bu sentezinde en büyük yardımı, hiç kuşku yok ki Aristoteles ve felsefesi sağlamıştır.

Aquinalı’nın temel eserleri, Katolik inancının bir savunmasından oluşan Summa Contra Gentiles [Kafirlere Karşı], Tanrı’nın var oluşu, özü, sıfatları, insanın durumu, kurtuluşuyla ilgili alabildiğine ayrıntılı bir Skolastik Öğretiyi açımlayan, başyapıtı niteliğindeki Summa Theologica [Teolojiye Dair Savunma], De Principiis Naturae [Doğanın İlkeleri Üstüne], De Ente et Essentia [Öz ve Varoluş Üzerine], ve De Unitate İntellectus [Aklın Birliği Üstüne]’tur.

Siyaset Aquinalı Thomas, siyaset felsefesi alanında da Aristoteles gibi düşünür. Şu farkla ki, Aristoteles’in kent devletinin oluşturduğu genel çerçeve içinde düşündüğü ve insanın salt bu dünyadaki amacını dikkate aldığı yerde, feodal dönemin düşünürü olan Thomas, insanın doğal amacına ek olarak, onun Tanrı’ya olan yönelimini de dikkate almıştır. Bu bağlamda, insanı toplumsal bir hayvan, devleti de doğal bir kurum olarak gören filozof, insanın tinsel yaşamıyla ilgili konular söz konusu olduğunda, devletin Kiliseye tabi olması gerektiğini söylemiştir.

Ayrıca Lütfen Bakınız:
 
Thomas Aquinas kimdir? Thomas Aquinas'ın Tanrı kanıtlamaları
Aquinalı Thomas ve irade kavramı Thomas Aquinas'ın bilgi felsefesi
Thomas Aquinas ve Tanrı'nın varlığının kanıtları Etkin akıl, edildin akıl nedir?
Thomas Aquinas'ın yaşamı ve yapıtları Soyutlama nedir?
Thomas Aquinas'ın varlık felsefesi Thomas Aquinas'ın ahlak felsefesi ve toplum anlayışı
Yaratılış (creatio) nedir?  

Özetle;

Thomas Aquinas’ın yaşamını ve yapıtları 

Orta Çağ felsefesinin ve düşünce tarihinin en önemli düşünürlerinden biri sayılabilecek Thomas Aquinas, soylu bir ailenin çocuğu olarak 1225 yılında dünyaya geldi. Eğitimini İtalya, Fransa ve Almanya’da gerçekleştirdi. Hocası Albertus Magnus’un ve Aristoteles’in etkisi altında kaldı. Grekçe bilmediği halde düşünce tarihinin en önemli Aristoteles yorumcularından biri olarak tarihe geçti. Fransa’da Paris Üniversitesinde, İtalya’da Napoli’de dersler verdi. 1274 yılında, arkasında yaklaşık olarak 13 milyon kelimeyi bulan bir yapıt bırakarak hayata veda etti. Thomas Aquinas’ı n bütün eserlerinin birden fazla baskısı bulunmaktadır. Eserlerinin bir kısmını kendisi, önemli bir kısmını da öğrencileri ve sekreterleri yazmıştır. Kitaplarının özgün dili Latincedir. Eserlerinden başlıcaları şunlardır: Summa Contra Gentiles, Summa Theologiae, In libros De caelo et mundo expositio, In libros De generatione et corruptione exposition. 

Thomas Aquinas’ın varlık anlayışı 


Thomas Aquinas bir Orta Çağ filozofudur. Bu yüzden, onun bir filozof olduğu kadar aynı zamanda bir teolog olduğunu da hesaba katmamız gerekir. Bundan dolayı, Thomas Aquinas’ın varlık anlayışının doğru bir şekilde kurulabilmesi için onun yaratılış ve Tanrı anlayışlarının anlaşılması gereklidir. Bu, Antikçağ filozofları için gerekli değildir. Zira o dönemde bir yaratılıştan söz etmek için henüz erkendir. Platon’un Demiurgos’u, Aristoteles’in ilk hareket ettiricisi, Orta Çağın tek- Tanrılı evren anlayışındaki Tanrı kavramı ile kıyaslanamaz. Bununla birlikte, özellikle Aristoteles’in yapıtları üzerine yazmış olduğu yorumlarında Thomas Aquinas’ın felsefeye bağlı hareket ettiğini görmekteyiz. Ona göre Varlık birçok bakımdan incelenebilir. Varlığın en önemli ayrımını zorunlu ve zorunsuz olarak ikiye ayırdığımızda yaparız. Zorunlu varlık, kendi kendisiyle özdeş olan ve varoluşu için kendisinden başka hiçbir nedene gereksinim duymayan varlıktır. Bu Varlık, kendisi dışındaki bütün varolanların nedenidir. Platon’un ideasına, Aristoteles’in İlk hareket Ettiricisine benzetilebilecek bu Varlık Tanrı’ dır. Tanrı, kendi içindeki tamamlanmışlığından dolayı bu evreni ve içindekileri yaratmış ve onlara birlik içinde bir düzen sağlamıştır. Tanrı tarafından yaratılmış olan varlıkların da zorunsuz oldukları söylenebilir. Varoluşları ile özleri birbirinden farklı olan bu varlıklar Tanrı’ya, bir neden olarak muhtaçtırlar. Özü ve Varoluşu bir ve aynı olan Tanrı dışında hareketinin kaynağı olan bir başka varolan yoktur. Thomas Aquinas, Tanrı Kanıtlamaları’nda Tanrı’nın özü değil, O’nun etkileri üzerinden giderek Tanrı’yı kanıtlamaktadır. Beş değişik biçimde ortaya çıkan bu kanıtlama türüne felsefe tarihinde “kozmolojik Tanrı kanıtlaması” adı verilmektedir. Bu kanıtlamanın karşısında da Anselmus’un “ontolojik Tanrı kanıtlaması” yer almaktadır. Thomas Aquinas, yaratılışı bir döngüsellik içinde anlar ve her şey kendi ilk ilkesine geri dönünceye kadar bu sürecin devam edeceğini söyler. 

Thomas Aquinas’ın bilgi anlayışı 


Thomas Aquinas, Antikçağ filozoflarının dile getirdikleri, fizik dünyadaki sürekli değişimin, nesnelere ilişkin bilgi elde etmek için bir engel olduğu düşüncesini kabul etmektedir. Bununla birlikte, sürekli değişim halindeki nesnelerde durağan olan bir yapının bulunduğunu düşünmektedir. Bu durağan yapı, nesnenin bilinmesi için gerekli olan tözdür. Duyulanabilir tözlerde değişmeden duran bir unsur yer almaktadır ve bu da nesnelere ilişkin bilginin temelini oluşturmaktadır. Duyu algısı, o halde, bilgimizin zorunlu başlangıç noktasıdır. Duyuların imgeleme taşıdıkları nesnelere ilişkin benzerliklere imge denmektedir. Bunlar, etkin aklın soyutlama eylemi için birer malzemedir. Etkin akıl, yalın anlamda Tanrı’nın yarattığı bir ışıktır. Bu ışık aracılığıyla akıl, imgedeki anlaşılabilir yapıyı çekip çıkartır. Örneğin, bireysel insanların tikel özelliklerinden insanı n doğasını çekip çıkarması gibi. Burada ortaya çıkan kavram edilgin akla aktarılır ve anlama edimi için kullanılır. Burada ortaya çıkan yargı nesnesiyle upuygun ise doğrudur, değilse yanlıştır. 

Thomas Aquinas’ın ahlak ve toplum anlayışı 


Thomas Aquinas’ın ahlak ve toplum anlayışı Aristoteles’in felsefesi ile Hıristiyanlığın akılcı bir yorumunun karışımıdır. Aquinas’a göre ahlak insan eylemiyle, ama akla uygun iradenin neden olduğu eylemlerle ilgilidir. Eylemin ölçüsü veya kuralı eylemin ilk ilkesi olan akıldır. Akıl, iradeyi harekete geçiren güçtür. İrade doğal bir biçimde iyi olana doğru yönelir ve pratik akıl bizim iyiye yönelmemizi, kötüden de kaçınmamızı buyurur. Doğal yasa, akıl sahibi olan her bir varlığı üç doğal eğilim çerçevesinde yönlendirir: 1. hayatını korumak ve sağlığını muhafaza etmek; 2. çoğalmak ve karısı ve ailesine göz kulak olmak; 3. hakikati gözetmek suretiyle akılsal hayatını geliştirmek ve sosyal erdem içinde büyümek. Ama insanlar bazen doğal yasanın buyruklarından saparlar. Bunun için de bir ezeli-ebedi yasa yapmak şarttır. İnsanlardaki mutlak itaatin kaynağı olan bu yasa bir taraftan fizik dünyadaki her şeyin yapısını belirlerken diğer taraftan akıl sahibi varlıkların da nasıl yaşamaları gerektiğini dikte eder. Toplumun bir bütün olarak refahı, o toplumun düzgün yasalarla idare edilmesi ile mümkün olur. Bu idare insani kanun yapıcının doğal yasayı tekil olaylara uygulaması sonucunda ortaya çıkan insani yasa ile gerçekleşir. İnsanın iyi bir hayat sürmesi iki koşula bağlıdır. Birincisi erdeme uygun davranmak, ikincisi ise erdemli bir eylem için gerekli olan maddi ihtiyaçları sağlamaktır.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol